23 Kasım 2011 Çarşamba

Kardiya

Kuru bir su damlasıydın önce. Islandın, mahirce karıldı toprak. Dimdik duran bir enkaza döndün sonra. Ustaca onarıldı sur. Karanlığın boğduğu bir ışıktın artık. Bir mum alevi kadar titrek. Dağ gibi küçülmüştün, ne yazık. Bir fırtına kadar dingindin oysa. Rengârenk bir tabloyu siyah beyaz fotoğraflamıştın. Coşkun akan bir ırmağa tel örgülerden set çekmekti yaptığın. Düşe kalka iniyordun yokuşu ve gözyaşların düşüyordu gökyüzüne. Güneş iliklerini dondurmuştu. Bulutlar üstüne üstüne geliyordu ve bir sessizlik yankılandı boşlukta. Tarifsiz bir yorgunluk sardı seni. Nefes nefese durdun, evet… kafesteki kuştan daha özgürsün artık.