Varoluşumuzla
başlayan, gün be gün bizimle büyüyen hallerimiz var.
Kıskançlık, kin ve nefret, hırs, doyumsuzluk ve saire. Belki bunlar istenmeyen
yanlarımız ama, olmayanımız değil.
İyi taraflarımız da var elbette. Sevgi,
saygı, hoşgörü, cömertlik ve daha niceleri. Aslında özümüzde tüm bunlardan
oluşan bir huylar yumağıyız.
Huy diyorum çünkü; bazı kötü yanlarımızın
farkında olsak da onlardan kurtulamıyoruz, ya da iyi olduğunu bildiğimiz kimi
güzel davranışlarla hem hal olamıyoruz. Çünkü
ego’muz izin vermiyor.
Efsane
şöyle başlar;
Olimpos’ta güzelliği dillere destan “Ekho” adında bir peri kızı yaşarmış.
Güzelliğinin farkında olan bu peri kızı, kendine aşık olanları küçümseyerek,
karşılık vermeden ve bunun keyfini çıkararak yaşar gidermiş. Şımarıklığına ise diyecek yokmuş.
Peri kızı, bir gün ormanda dolaşırken
çok yakışıklı “Narkissos” ile karşılaşır. Bizim Ekho bu yakışıklı gence ilk
görüşte aşık olur. Ancak “Narkissos”
peri kızını beğenmez, ilgisine karşılık vermez ve yanından uzaklaşır
gider.
Ekho bu duruma çok üzülür.
Neyler ki, kara sevdaya düşmüştür ve günden güne eriyerek hayatını kaybeder.
Kemikleri bir kayaya kazınır, çaresiz feryatlarına da sadece bu kayalar ses
verir. İnleyen bir nameye dönmüştür ve artık “ekho” sözünün isim annesi
olmuştur.
Olimpos Dağı’nda yaşayanlar bu durumu duyduklarında çok kızarlar ve
Narkissos’a bir ceza vermek isterler. Lakin güçleri yetmez, Narkissos cezasını
kendi seçecektir. Birgün avlanmaktan bitap düşen Narkissos bir nehir kenarında
dinlenirken, nehre eğilip su içmek ister, o zamana kadar hiç fark etmediği bu
güzellik karşında hayranlığını gizleyemez ve kendine aşık olur!
Daha önce hiç görmediği
böyle bir güzellik karşısında büyülenmiştir. Ne su içebilir, ne de yemek
yiyebilir. Bakakalır suya öylece. Ellerini uzatır, siluet de ellerini uzatır,
gülümser Narkissos, aynı şekilde siluet de gülümser ona. Ancak ne zaman uzanıp
dokunmak istese, görüntü bozulur, siluete sahip olan su izin vermez aşıkların
kavuşmasına. Tıpkı Ekho gibi o da günden güne erimeye başlar. O nehir kenarında
kendi kendini seyrederek ömrünü bitirir. Orada solgun sarı rengiyle bir nergis
çiçeğine dönüşür.
Ekho’nun egosu izin vermedi ve yalnızca kayaların
ses verdiği bir çığlığa dönüşebildi. Nargissos’un egosu izin vermedi ve solgun
bir çiçeğe dönüşebildi. Bu hikaye de bize, egosunun içinde kaybolanların, bu
dünyada sadece sessiz bir çığlık olarak kalacaklarını fısıldadı.
Ne zaman yukarılara doğru yükselmeye kalksam "ego" denen köpek tarafından paçalarımdan yakalanıyorum...
[Not: Üzerinize alınabilirsiniz!]
Ne zaman yukarılara doğru yükselmeye kalksam "ego" denen köpek tarafından paçalarımdan yakalanıyorum...
[Not: Üzerinize alınabilirsiniz!]